Sektör Sektör Dijital Dönüşüm Mucizesi
İş profesyonelleri; iş yapış şekillerinden müşteri ilişkilerine, maliyetten iş sürekliliğine pek çok konuda dijital dönüşüm yol haritası oluşturarak faaliyetlerine devam ediyor ve çağa ayak uydurmaya çalışıyor. Dijital dönüşümün başarıya etkisi kârlılık, farklılaşma ve hız olarak karşımıza çıkıyor. Geleceğe yatırım yapmak isteyen şirketler sektörü ve hacmi fark etmeksizin dijital dönüşüm uygulamaları kullanabiliyor. Özellikle bazı sektörler dijital dönüşümde öne çıkıyor.
Finans ve bankacılıkta dijital devrim
Finans sektörü hem küresel hem de yerel gelişmelerden hızlı etkileniyor. Son on yılda hızlı bir şekilde büyüyen sektör değişmeye devam ediyor. Bulut bilişim teknolojileri, Açık API’ler olarak da bilinen açık uygulama programlama arayüzleri, yapay zeka ve makine öğrenimi, nesnelerin interneti, robotik süreç otomasyonu, blok zinciri teknolojileri ve yenilikçi ödeme çözümleri finans endüstrisinin değişiminde büyük rol oynuyor. Finans sektörü özellikle hibrit bulut kullanımında diğer tüm sektörleri geride bırakıyor.
Ekonomide güvenli bir sığınak olarak görülen bankalar da dijital dönüşümü rekabet unsuru olarak kullanıyor. İnternet bankacılığı ve mobil bankacılık ile devam eden dijital dönüşüm bankacılık sektöründe devam ediyor. Hatta kimi bankalar finansal teknoloji (fintech) şirketleriyle ortak çalışarak strateji belirliyor. Bu strateji bankacılık sektörünün geleceği olarak görülen açık bankacılığa dayanıyor.
Avrupa Birliği’nde PSD2’nin (Payment Services Directice 2) yürürlüğe girmesiyle yaygınlaşan açık bankacılık dijital finansal hizmetlerde yeni bir dönüşüm çağı başlatıyor. G20 ülkelerinin yüzde 50’sindeki düzenleyiciler tarafından uygulanan açık bankacılık API’ler (Uygulama Programlama Arayüzü) üzerinden paylaşılan verilerle finansal hizmetler geliştirilmesini sağlıyor. Açık bankacılık stratejisi ile fintek girişimleri ile işbirliğine giden bankalar mevcut müşterilerinin ihtiyaçlarını karşılayacak hizmet ve ürün sunma fırsatını elde edebiliyor.
Finans bölümlerinde temel muhasebe ve ERP uygulamalarıyla birlikte başlayan dijitalleşme, yapay zekanın müşteri hizmetlerini geliştirmek, sohbet botları oluşturmak, kişiye özel teklifler sunmak, müşteri tutundurmak ve güvenli bankacılık hizmeti verebilmek için kullanılmasıyla devam ediyor.
Araştırma şirketi Autonomous Next’in verilerine göre bankalar, 2030’a gelindiğinde yapay zekâ sayesinde giderlerini en az yüzde 22 oranında azaltabilecek. Bankacılık sektöründe kredi kartı dolandırıcılıklarıyla mücadele etmek için kullanılan yüz tanıma teknolojileri yıllık gelir artış oranını 2020’de yüzde 20 oranında artıracak.
Sağlık sektörünün dönüşümü
Sağlık sektörü üretimden satışa ve hizmete kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Teknolojik gelişmelerle artan rekabetçi ortamın en fazla etkilediği sektörlerin de başında geliyor. Bilişim teknolojilerindeki gelişmelerle birlikte sağlık sektöründe otomasyon kullanımı artıyor. Tanı, tedavi ve tedavi sonrası süreçlerde iletişim kurulmasında, tıbbi cihazlarda, tıbbi cihaz yönetiminde, sağlık yönetiminde ve tıp fakültesi eğitimlerinde sağlık sektöründe dijitalleşmenin etkileri görülüyor. Mobil uygulamalar, giyilebilir teknoloji cihazlarındaki sensörlerin topladığı büyük veri, tele sağlık, e-öğrenme, elektronik hasta kaydı gibi teknolojiler yaygınlaşıyor.
Hastane, doktor ve kağıt odaklı sağlık süreci son yıllarda ciddi değişimler geçirdi ve uzaktan sağlık yönetimi konseptiyle birlikte faaliyetler hastalık değil hastalıktan korunma üzerine yoğunlaşırken insan kaynaklarının yetersizliği sağlık hizmetinin noksan olduğu bölgelerde teletıp hizmetinin verilmesiyle giderildi. Sağlık sektöründe sağlık sigortası şirketleri, telekom şirketleri, sivil toplum örgütleri gibi başka oyuncular da boy göstermeye başladı.
Sağlık kurumlarında dijitalleşme seviyesini ölçen „HIMSS EMRAM” derecelendirme ölçeğine göre Türkiye’de 2018’de 166 kâğıtsız hastane bulunuyordu. Avrupa ülkelerini geride bırakmamızı sağlayan bu oran sağlık teknolojilerinde ulusal çözümlere önem verilmesi, sağlık eğitimlerinde bilişim ve teknoloji derslerinin verilmesi ve sağlık promosyonu ile ilgili yeni iş modelleri ve yöntemler geliştirilmesi ile artabilecektir.
Turizm sektörünün VIP müşterisi dijital dönüşüm
“Bacasız sanayi” olarak da adlandırılan turizm sektörü, ülke ekonomisine ve sektör paydaşlarına büyük kazanç sağlama potansiyeli taşıyor. Endüstri 4.0 (Dördüncü Sanayi Devrimi) ile birlikte sürdürülebilir turizm olgusuna dayanan Turizm 3.0 yerini, “insan zihinlerinden elde edilen verilerin” toplanması için destinasyonda sağlanan girişimler ile desteklenen Turizm 4.0’a bıraktı.
Mobilite, yapay zeka, büyük veri, nesnelerin interneti, blockhain, artırılmış ve sanal gerçeklik, mesajlaşma ve chatbot uygulamaları ve veri odaklı yaklaşım turizm sektöründe giderek önem kazanıyor. Öyle ki Amadeus tarafından 2017 yılında yapılan bir araştırmaya göre seyahat edenlerin yüzde 57’si markalardan kişiselleştirilmiş hizmet bekliyor. Yüzde 36’lık kısım acentelerin sunacakları hizmetlere daha fazla ödeme yapabileceğini belirtiyor. Google tarafından yapılan bir araştırma da seyahat edenlerin yaklaşık 3’te 1’inin araştırma ve rezervasyon konularında dijital asistanları kullandığını gösteriyor.
Turizm sektöründe otomasyon operasyonlarıyla başlayan ve seyahat önerme ve rezervasyon sitelerindeki artışla devam eden dijital dönüşüm süreci, IoT, bulut bilişim, yapay zekâ ve “blockchain“ yapılı büyük veri sisteminin bütünleşmesinden doğan sanal asistan servisleri, robotik asistan hizmet modelleriyle devam ediyor. Pandemiden en çok etkilenen sektör olan turizm sektörünün video pazarlaması gibi dijital pazarlama yöntemine başvurması gerekiyor. İnsanın odak noktasında olduğu ve bireysel ilişkilerin ön planda olduğu turizm ve konaklama sektöründe işzekasına dayanan inovatif dönüşümler turizmin doğasındaki saf ve kendine özgü motivasyonlara zarar verebiliyor.
10 seyahat acentesinden 7’si dijitalleşmenin turizm sektörü ve kendi şirketleri için pozitif katkı sağlayacağınıdüşünüyor. Pandemi sürecinde turizm sektörünün olumsuz etkilendiği düşünüldüğünde sektör paydaşlarının , akıllı otel yönetim sistemi, akıllı bilet (kart) sistemi, akıllı uzaktan video izleme sistemi, akıllı tur rehber sistemi, akıllı seyahat acentesi sistemi gibi dijital dönüşüme dair kavramlara daha çok önem vermesi gerektiği anlaşılıyor.
Daha “akıllı” üretim
Dijital dönüşüm tüm sektörlerde bir keşif süreci başlatıyor. Nesnelerin interneti, bulut bilişim, büyük veri ve analitik, robotik süreç otomasyonu gibi Endüstri 4.0 teknolojileri üretim sektörünü yeniden yapılandırıyor.
Dijital dönüşüm ile birlikte üretim sektöründe verimlilik artıyor. Kontrol teknolojileri, bireysel sensörler ve aktüatörler, üretim yürütme sistemleri (MES), Kurumsal Kaynak Planlaması (ERP) kullanılan dijital fabrikalar, tedarik zinciri ve üretim operasyonlarını birleştiren yenilikçi bir ortam, yeni iş modelleri ve yeni meslek kolları ortaya çıkarıyor.
Tokyo merkezli teknoloji şirketi Fujitsu’nun araştırmalarına göre üretim sektöründeki kurumların yüzde 40’ı verimliliği artırmayı odak hedef olarak belirtiyor. Üretim sektöründeki firmaların yüzde 23’ü işi büyütmeyi, yüzde 22’si inovasyon yaratmayı hedefliyor. Üretim sektöründe dijitalleşme projelerinin yalnızca yüzde 21’inin başarılı sonuçlanmış olması üretim endüstrisinin çabalaması gerektiğini ortaya koyuyor. Türkiye’nin Endüstri 2.0 ve Endüstri 3.0 arasındaki dijital olgunluk seviyesinin ilerleyen dönemlerde akıllı otomasyon sistemlerinin yaygınlaşmasıyla birlikte artması bekleniyor.
1,0 Puan ( 1 kullanıcı)
Yorum Yapın